Cumartesi, Mart 31, 2018
ESKİDEN COP'U POLİS DEĞİL, ÖĞRENCİ KULLANIRDI
Onların böyle sakince oturduğuna bakmayın. Copu eskiden asesler değil, suhteler kullanırmış.
Mehmet Zeki Pakalın'ın Tarihi Deyimler ve Terimler Sözlüğü'ndeki "Çop" maddesinde bakın neler yazıyor:
"Çop, uzun kalın ve bazen demir şeklinde kısa bir nevi bastonun adı. Farsça çup'tan bozmadır. Çup, ağaç, değnek, odun, sopa demektir. Medrese talebesi cübbelerinin altında saklar, kavga ve dövüşte kullanırdı."
Tarihte "suhte isyanları" meşhurdur. Anadoluyu kasıp kavuran, halka gadretmiş bu kitap ehli (!) başka bir şakavet kaynağı olan Celalilerle kurutulmaya çalıştırıldıysa da "it iti ısırmaz" hükmünce, zaman zaman birleşmişlerdir.
Düşünebiliyor musunuz? Alim, halim sandığınız suhte, cübbesinin altında cop taşıyor.
Üniversitelere satırla, taşla, sopayla giren gençler gibi. Ee ne demişler: "Kıyafetler değişir, insanlar aynı kalır."
mimler
ases,
cop,
kültür tarihi,
medrese,
softa isyanları,
suhte ayaklanması,
tarih
Perşembe, Mart 01, 2018
ARAYICI ESNAFI VE MAZİNİN GERİ DÖNÜŞÜMCÜLERİ
Vakt-i zamanında İstanbul'da belediye hizmetleri yokken, herkes kendi sokağından ve kapısının önünden mesuldü. Evin temizliği kadar kapı önünün temizliğine de önem verilmekteydi ki, ev sahibinin temizliği, dirliği, tertibi kapı önünden de anlaşılırdı.
Bir de arayıcı esnafı adı verilen ve çöpçü şubasının emrinde çöp taşıma hizmeti verenler vardı. Garip kıyafetleriyle hemen tefrik edilen bu kimseler, sokak aralarında "çöp çıkaran, çöp çıkaran" diye bağırdıklarından isimleri bu nidayla müsemma oluvermişti. Arayıcı esnafı tabiri caizse Osmanlının geri dönüşümcüleriydi. Evet, bizde belki son 5-10 yıldır belediyelerin gönüllülük esasıyla yaptığı geri dönüşüm hizmetini o dönemlerde bu arayıcılar yapıyordu.
Evlerden toplanan çöpler belli limanlara götürülür burada teknelere yüklenerek denize dökülürdü. Bu esnada çöpler ayrıştırılır ve her türlü mangırdı, paraydı arayıcı esnafına kalırdı. Başkaca gelirleri olmayan bu insanlar çöpten çıkan şeylerle geçimlerini sağlardı. Öyle hemen yabana atmayın, zira rivayete göre Kaşıkçı elmasını da yine bu esnaftan biri bulmuştur.
Büyük meydanlar Çöpçübaşı riyasetinde Acemi oğlanlarına temizletilir, yine rivayete göre tükürükler kireç dökülerek temizlenir, yere tükürdüğü tespit edilenler de cezalandırılırdı. Keşke günümüzde de böyle cezalar olsa.
Belediye hizmetleri öyle erken devirde değil 1864 yılında İstanbul'da başlamıştır ki, bundan sonra çöp toplama hizmetini Tanzifat ameleleri devralmıştır.
Peki 1. Dünya Savaşı esnasında çöpçülük yapacak erkek bulunamayınca kadınların tanzifat amelesi olduğunu biliyor muydunuz?
Bir de arayıcı esnafı adı verilen ve çöpçü şubasının emrinde çöp taşıma hizmeti verenler vardı. Garip kıyafetleriyle hemen tefrik edilen bu kimseler, sokak aralarında "çöp çıkaran, çöp çıkaran" diye bağırdıklarından isimleri bu nidayla müsemma oluvermişti. Arayıcı esnafı tabiri caizse Osmanlının geri dönüşümcüleriydi. Evet, bizde belki son 5-10 yıldır belediyelerin gönüllülük esasıyla yaptığı geri dönüşüm hizmetini o dönemlerde bu arayıcılar yapıyordu.
Evlerden toplanan çöpler belli limanlara götürülür burada teknelere yüklenerek denize dökülürdü. Bu esnada çöpler ayrıştırılır ve her türlü mangırdı, paraydı arayıcı esnafına kalırdı. Başkaca gelirleri olmayan bu insanlar çöpten çıkan şeylerle geçimlerini sağlardı. Öyle hemen yabana atmayın, zira rivayete göre Kaşıkçı elmasını da yine bu esnaftan biri bulmuştur.
Büyük meydanlar Çöpçübaşı riyasetinde Acemi oğlanlarına temizletilir, yine rivayete göre tükürükler kireç dökülerek temizlenir, yere tükürdüğü tespit edilenler de cezalandırılırdı. Keşke günümüzde de böyle cezalar olsa.
Belediye hizmetleri öyle erken devirde değil 1864 yılında İstanbul'da başlamıştır ki, bundan sonra çöp toplama hizmetini Tanzifat ameleleri devralmıştır.
Peki 1. Dünya Savaşı esnasında çöpçülük yapacak erkek bulunamayınca kadınların tanzifat amelesi olduğunu biliyor muydunuz?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)