Sayfalar

Cumartesi, Nisan 05, 2008

severim yaradılanı yaradandan ötürü...

Girizgah cümlesinden sonra..

Sevgili Bahar, biliyorum çok geç oldu. Ama inan aklımın bir köşesindeydi..

severim... son iki senedir bu sevilenlerin başına yeğenimle geçirdiğim her türlü zaman ve faaliyet, hatta sadece hatırlama bile dahil olmuş durumda. Mevlam olmayanlara da nasip etsin.

severim... eski kitapları. onların tozunu (alerjim olmasına rağmen), küfünü. üzerine nakşedilmiş yazıları, notları. beni bir kütüphane bahçesine gömün diye vasiyet ederdim de pek mümkün olacağını sanmıyorum.

severim... fotoğraf çekmeyi...

Salı, Nisan 01, 2008

ya fotograf/çı/lar olmasaydı

fotograf alıntıdır.

Bugünlerde 1860'lara ait bazı mektupları çeviriyorum.
Evinden çok uzak bir ilde (o zamanın şartlarıyla uzak) görev yapan bir memurla hanımı arasındaki yazışmalar. Kadın hep sitemkar, adam hep sabırlı. İskender Pala'nın çok hoşuma giden bir sözü vardır: "İnsanlar değil, kıyafetler değişir." Sorunlar aynı. Tepkiler aynı.. Yani ki insana dair herşey aynı.
Dikkatimi çeken, içimi burkan bir şey okudum bu yazılarda. Hanımı mektupla birlikte küçük oğulları Ali Sedad'ın tasvirini gönderiyor. Memur buna o kadar çok sevinmiş ki "..gah cebimde taşıyor, gah öpüp karşımda tutuyorum..." diye cevap yazmış.
Fotoğraf denen nesnenin henüz adı sanı bilinmez. 15 günde 1 ayda bir gelen mektuplar tek haberleşme aracı.
Gurbet çeken için mektup bile büyük nimettir elbet.
Fakat galiba biz bu kadar kitle iletişim araçları içinde bile birbirimizi arayıp sormaz olduk. Buna mukabil telefonumuz şebeke dışı kalsa sinirleniyoruz.
Ne diyordum, iyi ki icat edildi fotoğraf.

Bir de bugün arkadaşım bir şiir gönderdi. Özellikle son mısraı çok hoşuma gitti. Şöyle ki:

Foto Ali

bir vesikalık kestim aynanın içinden
pazar ola ey çünkü ben
yana yatmayan saçları gibi bir insanın
hep şuna inandım,
geciken bir mektup, düşünün sevgilinizden
işte o mektup benim, siz karşımda gülerken
üzüntümdür yüzünüzde patlayan
foto ali ben
falso alırken her şey hayatın karşısında
çoğaltırım sizi hiç üşenmeden.

İbrahim Tenekeci

İyi ki var fotoğrafçılar.