Sayfalar

Cuma, Ağustos 22, 2008

Mahmure neden Cumba'da otururdu?

-Türk evleri neden cumbalı olurdu?-

Bu şehr-i İstanbul ki

Eskiden şehirler surlarla çevrili olduğundan evlerin imarı için kısıtlı bir alan bulunmaktaydı ve sokakların belli bir genişliğinin olması gerekirdi.
Ayrıca yine eskiden yollar, bir at arabasının veya yayanın yüreyeceği şekilde yapıldığı için, bugün bile buralarda sokakların darlığından şikayet eder dururuz. Kadim şehirlerin ortak sorunu..
Bu bilgilerden hareketle İstanbul'un "suriçi" olarak nitelendirilen Fatih ve Eminönü semtlerinde neden cumbalı evlerin tercih edildiğini anlıyoruz olsagerek.
Kısıtlı olan bir alanda zemin katı daha dar olan evlerin ikinci katları cumba, çıkma ve köşklük denilen çıkıntılar sayesinde genişletilirdi. Böylelikle hem odalar büyür, hem de sokak için gerekli alan işgal edilmezdi. Yine bu çıkıntılar sayesinde nemli olan zemin ve temel, yağmur kar gibi etkenlerden korunuyordu. Her kat, bir alt kat duvalarının muhafızıydı.
Cumba sayesinde, pek çok pencereleri olan üst katlar, içeri giren aşırı güneşten de korunuyordu.
Yine cumbalardan ötürü evlerin üst kısmı birbirine iyice yaklaştığından sıcak ve soğuk muhafazası da artmaktaydı. Bazan karşılıklı iki evin cumbaları birbirine o kadar yakın olurdu ki iki komşu birbirlerinin ellerini rahatça tutabilirlerdi. Eskiden komşu ilişkilerinin neden o kadar sıkı fıkı olduğuna şaşmamak gerek aslında.
Bir diğer husus ise, cumbaların bugünki balkon vazifesini görmesiydi. Fakat ev mahrem olduğundan buna örtülmüş balkon diyebiliriz. Ben dışarıyı göreyim, ama dışardakiler beni görmesin..
Ev sakinleri, rutubetli olan alt katta oturmak yerine, üst katı tercih etmekteydi.
Bizim Mahmure, sokağı ve yan komşuyu daha iyi görebildiği, ışığın en güzel olduğu cumbada değil de koskoca sofanın orta yerinde oturacak değildi ya.
Hem belki sokaktan hoş bir beyzade geçer ve eliyle işlediği oyalı mendilini usulca sokağa atabilirdi..

Hamiş: Müslim ve gayr-ı müslim evleri bu balkon veya cumbadan tefrik edilebilirdi. Çünkü gayrımüslimler genellikle balkonu tercih etmiştir. Müslüman evlerinde balkon tercihi, 19. yüzyılın sonu 20. yy.ın başlarındadır.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu minvalden hareketle Sezai Karakoç'un Balkonla ilgili şiirini hatırlamakta fayda var. Üstad "alnından öpmeye gidiyorum evleri balkonsuz yapan mimarların" demiştir. Aklıma geldi yazayım dedim. Ha bir de şehirle ilgili bir mevzu olunca atladım:)

mandalina dedi ki...

uzun zaman olmuştu buraya uğramayalı. çok güzel yazılar okudum. istifade ettim. bahtiyar olasınız mihman hanımcım :)

Mihman dedi ki...

amin amin cümleten.
çok teşekkür ederim mandalina hanımcım. faydamız dokunduysa ne mutlu :)