Tam iki sene önce "Osmanlıca Dersler" vaadinde bulunup ikinci bölümü bile yazmamış olmanın mahcubeyetiyle... :)
Osmanlıca kelimeler Arapça'da olduğu gibi harekelerle okunur. Fakat elbette herhangi bir Osmanlıca metne bu harekeler konulmaz. Dolayısıyla Osmanlıca bir yazıyı gören kişinin ilk tepkisi: "bu hangi dil" veya "bunu okumak zordur" yorumu olur. Oysa Türkçeyi ve Arap alfabesini bilen herkes Osmanlıcayı rahatlıkla okuyabilir.
Harekelerin dışında da ünlü sesi veren bazı harfler vardır. Bunlar "harf-i med" olarak da bilinen elif, vav ve ye harfleridir.
Elif harfi kelimede bulunduğu yere göre e veya a sesi verir.
Eğer kelimenin önündeyse ve üzerinde med işareti yoksa "e" sesi verir. Med işareti varsa "a" sesi verir.
Misal:
ال ---> el
آل ---> al
Eğer kelimenin ortasında veya sonundaysa "a" sesi verir.
misal:
بابا ---> baba
آنا ---> ana
آرا ---> ara
Ye harfi, kelimede bulunduğu yere göre "ı, i" sesi verir.
misal:
بيتمك ---> bitmek
کيشی ---> kişi
قيريق ---> kırık
İstisna:
Ye'nin "i" sesi vermesiyle ilgili bir istisna var. Bu da Arapça kelimelerde karşımıza çıkmakta. Yani bir arapça kaidesi. Bazı Arapça kelimelerin sonunda ye harfi "â" olarak okunur. Buna "elif-i maksûre" denir. Bu gibi kelimeler de okundukça kolaylıkla farkedilir. Zaten Türkçemizde yer almışlardır.
misal:
مصطفی ---> Mustafa
عيسی ---> İsa
فتوی ---> fetva
معنی ---> ma'nâ
Vav harfi, kelimede bulunduğu yere göre "u, ü, o, ö" sesi verir.
misal:
دوزکون ---> düzgün
قولاق ---> kulak
يول ---> yol
کوز ---> göz
Çarşamba, Şubat 18, 2009
Pazar, Şubat 15, 2009
bimarhane
Dil derdini gamunla dil-efgâr olan bilür
Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür
Bâkî
Gönül derdini gamınla gönlü yaralı olan bilir.
Hasta halini yine hasta olan bilir.
Günümüzde yaygın ve fakat yanlış olan bir bilginin doğrusunu bildirmek isterim ki:
Bimarhane yalnızca akıl hastalarının tedavi edildiği yerler değildir. Tarihte inşa edilmiş bir çok bimarhanenin vakfiyelerine baktığımızda buraların tam teşekküllü birer hastane olduğunu görmekteyiz. Hastaneye bir çok isimler verilmiştir. Bunlardan biri de bimarhane'dir. Fakat ne yazık ki özellikle 19. yy.dan sonra buralar akıl hastalarının tedavi edildiği yerler haline dönüştüğünden, halk arasında bu inanç yaygınlaşmıştır.
Hastahane ismiyse ilk olarak Vakıf Gureba Hastanesiyle kullanılmaya başlanmıştır.
Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür
Bâkî
Gönül derdini gamınla gönlü yaralı olan bilir.
Hasta halini yine hasta olan bilir.
Günümüzde yaygın ve fakat yanlış olan bir bilginin doğrusunu bildirmek isterim ki:
Bimarhane yalnızca akıl hastalarının tedavi edildiği yerler değildir. Tarihte inşa edilmiş bir çok bimarhanenin vakfiyelerine baktığımızda buraların tam teşekküllü birer hastane olduğunu görmekteyiz. Hastaneye bir çok isimler verilmiştir. Bunlardan biri de bimarhane'dir. Fakat ne yazık ki özellikle 19. yy.dan sonra buralar akıl hastalarının tedavi edildiği yerler haline dönüştüğünden, halk arasında bu inanç yaygınlaşmıştır.
Hastahane ismiyse ilk olarak Vakıf Gureba Hastanesiyle kullanılmaya başlanmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)