Yer: Süleymaniye Camii.
Minare, Arapça "Menare" kelimesinin galatlaşmış halidir. Elbette biz buna, Türkçeye dahil olmasıyla, dilimizin ses özelliklerini alması da diyebiliriz. İsm-i mekan (mekan ismi) olup, "nur" kelimesinden gelir. Yani: Nur yeri manasınadır.
Minare ilk olarak Emeviler zamanında yapılmaya başlanmıştır.
Osmanlı mimarisinde minare, zaman içinde diğer İslam ülkelerindekinden farklı bir form kazanmıştır. Daha sade ve genellikle ana unsuru tamamlayıcı, kubbeyle dengeyi sağlayan bir yan unsurdur.
Minarelerin özellikle şerefeleri, bize caminin hangi devirde yapıldığına dair ipuçları verir. Mesela şerefelerde kullanılan mukarnasın işçiliği bu ipuçlarından biridir.
Ayrıca bilinmesi gereken birşey daha var ki, I. Ahmet'e kadar yapılan bazı selatin (padişah) camilerinin şerefe sayısı, camiyi yaptıran sultanın, kaçıncı Osmanlı sultanı olduğunu da gösterirdi.
Mesela Sultanahmet Camii 14 şerefelidir ki Sultan I. Ahmet 14. padişahtır. Süleymaniye 10 şerefelidir, yani anlıyoruz ki Kanuni 10. padişahtır... gibi.
Ayrıca iki veya daha çok minareyi, sadece padişah ve padişah ailesi yaptırabilirdi. Başka hiç kimse iki minareli cami yaptıramazdı.
Bir de Süleymaniye Camiinin bu minaresine "Cevahir Minare" denilir ki, tarihi bir hatırası da vardır. Bunu da başka bir zaman anlatırız.
Hamiş: Bütün bunlar Flickr şeysimde de bulunuyordu ve fakat da buraya koymamı rica ettiler. Zaman zaman oradan buraya aktarımlarım olacak inşallah..
1 yorum:
Petek'i bilmiyodum...
Yorum Gönder