Doğduğu andan itibaren biriktirmeye başlıyor insan unuttuklarını. Unuttuklarını diyorum, zira aslında insanın kendi, bütün ilimlerin, ilimlerin içinde bulunduğu alemlerin ta kendisidir.
"Hafıza-yı beşer nisyan ile maluldür" demiş eskiler. Hatırladıkça tekrar unuttuklarımız var. Bir de bir türlü hatırlayamadıklarımız. Hatta bir türlü unutamadıklarımız.
Bunlara araç olacak pek çok faktör var psikososyal tanımlamalarla: Aile, çevre, kalıtım, eğitim..
Kimisi bilinaltı-bilinçüstü-bilinç diyor.
Sosyoekonomik çıkarımlar yapmak da mümkün..
Her halukarda kendi denklemlerimizi kuruyoruz ve yaşadıklarımız, yaşayacaklarımıza etki ediyor. Hatta bazan yaşa/ya/madıklarımız da.. Sağdan soldan, ordan burdan, içerden dışardan, kendimizi kuşatıyoruz. Nefes alamadığımız demler oluyor, kendimiz alemler kadarken.
Öyle anlar geliyor ki yaşanmışlıkların ağırlıkları taptaze hatalara sebep oluyor. Derken başka hatalara.. Korkularımızı hep yanlış limanlara demirliyoruz..
Yetmiyormuş gibi üstüne bir yük daha ekleyip ırgatlığını yapıyoruz mazinin.
..
Çok eski zamanların birinde Kaknüs isimli bir kuş yaşardı. Upuzun gagasından giren rüzgar 360 tane delikten değişik seslerle çıkar ve etrafa hoş nameler yayardı. Bu nameleri duyan kuşlar, mest olup Kaknüs'ün yanına uçarlardı. Kaknüs ise bu cazibeye koşan kuşları yiyerek sürdürürdü hayatını. Tam bir yılı böyle geçerdi. Sonra etraftan çalı çırpı toplar, üstüne kurulur ve en güzel şarkısının vecdiyle çırptığı kanatları otları tutuştururdu. Alevler içinde kalan Kaknüs küle döndüğünde, o küllerden bir yumurta çıkardı ortaya ve o yumurtadan bir yavru. Böylece kendi küllerinden her sene yeniden doğardı Kaknüs.
..
Bazan bütün o mazinin ağırlıklarını sıyırıp omuzlarımızdan, hatalarımızı, pişmanlıklarımızı, korkularımızı yakıp, kendi küllerimizden doğabilmemiz gerekir.
Belki biraz acır. Ama acı, hastalığa en güzel tepkisidir vücudun..
1 yorum:
yazınızı okuduktan sonraki
Yorum Gönder ifadesini emir telakki ederekten yazı-yorum...
Meczuba sormuşlar aşk nedir?
_Yanmak olsa gerek.
Yorum Gönder