Sayfalar

Pazartesi, Şubat 26, 2007

Semt-i Beyoğlu

Arasıra İstanbul'un semt isimleri nereden geliyordu? Daha önceki isimleri neydi? .. Bunlarla ilgili kısa notlar yazacağız.

İlk semtimiz Beyoğlu.


Beyoğlu, Osmanlı zamanında Türkler tarafından kullanılan bir isimdi. Bu bölgeye gayr-ı müslimler Pera ismini vermekteydi. Esas olarak Galata ve Pera'nın tamamına birden "Beyoğlu" denilmekte. Fakat bu bölgenin sınırları değişiklik arz ediyor.
Cumhuriyetten önce Galata-Pera-Beyoğlu isimlerinin hepsi anılırken, daha sonra "Beyoğlu" resmiyet kazanmış.

Gelelim "Beyoğlu" ismi nereden gelir? sorusuna.

Bununla alakalı değişik rivayetler vardır. Sırasıyla yazalım:

1- Trabzon-Rum Devleti'ne mensup muhtedi (başka dinden iken Müslüman olan kişi, hidayete ermiş) Prens Aleksios Komninos bu bölgeye yerleştiğinden, yöre zamanla bu ismi almıştır.
2- Kanuni Sultan Süleyman'ın veziriazamı İbrahim Paşa'nın yakınlarından Lovigi Gritti'nin sarayı burada olduğundan. Gritti, Venedik elçisidir ve o dönemde bu elçilere "balyos" ismi verilmekteydi. Kendisine "beyoğlu" diye hitap edildiğinden bu bölge o isimle anıldı.
3- II. Selim devrinin nüfuslu yahudilerinden Frenk Bey Oğlu denilen Don Yasef Nassi'den dolayı.
4- Beyyolu kelimesinin galatlaşmış halidir.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bence orada, şimdi fransız konsolosluğu olan yerde önceden de fransız konsolosluğu vardı. karşıda simit sarayının olduğu yerde de o zaman bir simit arabası vardı, bence yani. kosolosluktaki taze mürebbiye simit almak için her sabah simitçiye "temeeel" diye fransız aksanı ile bağırmaktaydı. bence. sonra gide gele temel oldu beyoğlu. bence...

Mihman dedi ki...

aslında en çok bu rivayeti beğendim.
5. şık da bu olsun :)

Adsız dedi ki...

Amerika'da yasayan ve Istanbul cilgini olan bir Turk olarak yazilarinizi buyuk zevkle takib ediyorum. Sagolun. Iki hafta once Taksim'den Karakoy'e esimle yuruduk. Beyoglu, Galata, Pera, Cicek Pazari, Galata Mevlevihanesi. Ne kadar zengin Istanbulumuz.

Mihman dedi ki...

Teşekkürler Ayça hanım. Eğer bir nebze olsun faydamız dokunuyorsa ne mutlu bize.
Güzel bir güzergah seçmişsiniz.
Yazdığınız gibi, İstanbul'un her köşesi ayrı bir hazine mesabesinde. Gezdikçe yeniden keşfediyor insan.