Sayfalar

Perşembe, Temmuz 20, 2006

Ve vuslat ..:)


Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş..


Meclislerde kahvenin ikram edildiği zamanlarda söylendi söz:

"Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.."

İkramlar değişti, insanlar değişti, ama bahaneler hep aynıydı. Muhabbet istendi ve lakin öyle bulunmaz cevher idi ki artık dost, ne sözün değeri kalmıştı, ne meclisin.

Tam da böyle bir zaman diliminde vakanüvisler tarih düştüler (bu ben oluyorum :p). İsa'nın doğumundan 2006 sene 7 ay 19 gün sonra, nam-ı esbak Asitane'nin güzelce bir yerinde, üç kimesne bir araya geldi ki sohbetin, muhabbetin hassü'l-ehassına şahit oldu cümle müşterek msn ehli. :)

Hepatit Ze hanımın elceğizleriyle yaptığı ikramların tadını, Çin Kamışı hanımların neşeli hali daha da bir tatlandırdı. Sonra gelsin çaylar, çıtlasın çekirdekler. Yüzler pür-neşe, gözlerde sürur. Gönüllerde samimiyetin vefalı çarpıntısı.
Çayın demine nispet, koyu demli bir muhabbettir sardı mekanı. Karnımız doydu da elhamdülillah, gönlümüz doymadı yaran'a.
Tekrarını en yakın zamanda ısrarla talep ediyoruz efendim.

Hamiş: Msn'de bizi yalnız bırakmayan sevgili dostlarımız, inanın neşemize neşe kattınız. ;)

3 yorum:

hepatitze dedi ki...

bütün bunlar o gün mü oldu ya hu:p

bu anlatım tarzı çok hoş olmuş meli ciğim:) semaverde çay bitti, biz de muhabbet bitmedi..
sıra beşiktaş için parmak kaldırmakta sanırım:)

Mihman dedi ki...

Orda semaverli bir mekan lazım bize. :)

divân dedi ki...

gelicem bak simdi oraya :o)