Aşk dediğimiz hâl netîce-i hayâl ise, hayâl dediğimiz hâl dahi mücerredâttan ve binâenaleyh ta’rîf kabûl etmeyen mâhîyâttan olduğu için yine hakîkat-i aşkı meydâna koymaktan aczimiz sâbit olur.
Hakiki aşkın gölgesi ,yeryüzündeki aşklar ,bir anlamda yaşayabilene gerçeğine götürecek biniti,maddesini de manaya esir edecek kadar güçlü ve derin olursa tabii......
Osmanlıcanın yüklenmiş olduğu bu derin manalar o dili ne kadar güçlü kılıyor. Dil... En önemli iletişim aracı. Acaba problemlerimizin kaynağı da bu mu?
Mevzu dil olunca, problemin kaynağı birden fazla oluyor maalesef. Ama güzel bir noktaya temas ettiniz. "iletişim" Beşeri münasebetlerdeki yozlaşma dilimize de bir şekilde yansımakta. Kolaycılığa, argoya ve galatlaşmaya kayan konuşma dilimizdeki kelime sayısı da o kadar çok azaldı ki değil 100 yıl öncesi, 50 yıl önce telaffuz edilenlere bile yabancılaştık.
3 yorum:
Hakiki aşkın gölgesi ,yeryüzündeki aşklar ,bir anlamda yaşayabilene gerçeğine götürecek biniti,maddesini de manaya esir edecek kadar güçlü ve derin olursa tabii......
Osmanlıcanın yüklenmiş olduğu bu derin manalar o dili ne kadar güçlü kılıyor.
Dil...
En önemli iletişim aracı.
Acaba problemlerimizin kaynağı da bu mu?
Mevzu dil olunca, problemin kaynağı birden fazla oluyor maalesef. Ama güzel bir noktaya temas ettiniz.
"iletişim"
Beşeri münasebetlerdeki yozlaşma dilimize de bir şekilde yansımakta. Kolaycılığa, argoya ve galatlaşmaya kayan konuşma dilimizdeki kelime sayısı da o kadar çok azaldı ki değil 100 yıl öncesi, 50 yıl önce telaffuz edilenlere bile yabancılaştık.
Yorum Gönder